Boğaziçi Üniversitesi ve MIT'den İstanbul'u sel ve su baskınlarından korumak için ortak proje

Boğaziçi Üniversitesi ile Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyeleri ve öğrencileri arasında ortak araştırma projeleri yapılması hedefiyle oluşturulan ve Limak Vakfı tarafından fon sağlanan MISTI (MIT Science and Technology Initiatives) - Boğaziçi Uluslararası Araştırma, Eğitim ve Destek Programı kapsamında desteklenen yeni çalışmalar arasında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Avcı’nın araştırmacı Dr. Mehmet Emre Çamlıbel ile yürüttükleri “Drainage by Design: Optimizing Stormwater Infrastructure in Istanbul” başlıklı projesi de yer aldı.

“Drainage by Design: Optimizing Stormwater Infrastructure in Istanbul” projesi İstanbul’un sel ve altyapı kapasite sorununa Boğaziçi Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Bilimsel Modelleme Çözümü sunuyor. Araştırmacı Dr. Mehmet Emre Çamlıbel ile birlikte projeyi yürütmekte olan Prof. Dr. Cem Avcı, iklim değişikliğinin İstanbul’un yağmur suyu altyapısına etkisini araştıracaklarını ve şehirdeki altyapıların optimizasyonu kapsamında öneriler ortaya koyacaklarını belirtiyor.

1979 yılında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan ve 1985 yılında Purdue Üniversitesi’nde aynı alanda doktorasını tamamlayan Prof. Dr. Cem Avcı, 1989 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Hidrolik Ana Bilim dalında öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Cem Avcı’nın uzmanlık konuları arasında yüzey ve yer altı sularının optimizasyon modellemelerini geliştirmek yer alıyor.

Afet dediğimizde ve şehirlerde öncelikle önem alınması gereken riskli konuların başında depremin akıllara geldiğini ancak geçtiğimiz aylarda yaşanan Antalya’daki hortum felaketlerinin ve düzenli olarak kaydedilmeye başlanan büyük şehirlerdeki sel baskınlarının, değişen tabiat koşulları bağlamında kendine özgü riskler taşıdığını vurgulayan Cem Avcı, MIT MISTI- Boğaziçi Üniversitesi ortaklığında 2018-2019 döneminde Limak Vakfı tarafından fonlanacak proje kapsamında İstanbul’da bölgesel yağışların ölçümü, tarihsel değişimleri ve kentsel sulak alanların analizini gerçekleştirerek İstanbul’un mevcut drenaj sistemi üzerindeki gelecek olumsuz hava koşullarının yapacağı etkiyi araştırmayı ve daha esnek altyapıların tasarlanmasına rehberlik etmeyi amaçladıklarını belirtti.

Proje kapsamında güncel ve tahmini yağış verileri değerlendirilecek; uydu verilerinin kazanımı ve zemin merkezli vericilerle(istasyonlarla) ortalama ve ekstrem yağış miktarları tespit edilecek.

Çalışmanın sonuçlarının devam etmekte olan mevcut çalışmalarla beraber İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin gelecekteki yatırım planlarını destekleyeceğini belirten Prof. Dr. Avcı, ‘’Gelecekteki tahmini ortalama ve ekstrem yağış miktarları yatırım bölgeleri ve gelecekteki şehir genişlemesi durumlarında göz önünde bulundurulması için önemli veriler olarak değerlendirilecek. Diğer bir konu ise, İstanbul’da sel için sulak alanların mevcut arazi kullanımı ve ekolojik koşullarla tespitinin yapılması olacak’’ bilgisini verdi.

Geleneksel altyapı modellerinin geçmişteki iklim koşulları için uygun görüldüğünü ancak günümüzde değişen iklim şartlarında yağmur suyunu uzaklaştırma kapasitelerinin yetersiz kaldığını ifade eden Cem Avcı, ek olarak projeye dair şu bilgileri verdi: “Mikro iklim verilerine bakarak ileriye yönelik iklim değişikliklerini hesaplamayı planlıyoruz. Diğer bir deyişle iklim değişikliğine yönelik öngörülerle hareket edeceğiz. Bu konu MIT nin uzmanlık alanına giriyor. Amerika’da sıcaklığın ve yağış miktarının nasıl değişeceği konusunda yaptıkları araştırmalar mevcuttu fakat şimdi bu modellemeleri mikro ölçekte İstanbul bazında yapacağız.”

Projede yer alan araştırmacılardan Dr. Mehmet Emre Çamlıbel ise Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünde yarı zamanlı öğretim görevlisi olmasının yanı sıra aynı zamanda Litvanya’da bulunan Vilnius Gediminas Teknik Üniversitesi’nde araştırmalarını sürdürüyor. 

Dr. Çamlıbel altyapı optimizasyonunun sadece drenaj sistemini değil aynı zamanda şehirlerin yağmurla ilgili afetleri önleme açısından önemli su toplama alanları olan havzaları da kapsadığını ifade ederek havzalara yaklaşımın iklim değişikliği ile yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Çamlıbel, projede izleyecekleri yöntemlere dair olarak: “Yeni iklim rejiminin nasıl yağışlar öngördüğüne dair çıkan buluntulardan sonra İSKİ’nin İstanbul için uyguladığı drenaj planlamasının optimum olup olmadığı karşılaştırılacak. MIT ilk seyahatlerini Mart’ta gerçekleştirecek İSKİ yetkilileriyle beraber görüşeceğiz ve çalışma planı oluşturacağız Sonrasında bizim MIT’e seyahatlerimiz olacak” ifadelerini ekledi.

Prof. Dr. Cem Avcı, İstanbul’un tepe noktaları dışında yani belli bir rakım altında olan her bölgenin risk altında olduğunu işaret ederek, sel baskınlarının İstanbul’un büyük bir alanında ekonomik riskleri, insan sağlığı riskini ve kirlilik vesilesiyle çevre riskleri barındırdığını vurguladı.

 “Altyapı çalışmaları yağmur suyunun geri kazanılması için de önemli”

Cem Avcı ve Emre Çamlıbel ayrıca yağmur suyunun geri kazanılması konusuna değinerek susuzluk problemine de dikkat çektiler. “Yağmur sularının bir yerde toplanarak sulama amaçlı kullanılmasına karşı yapılan çalışmalar mevcut ayrıca gri su kullanımına dair bina ölçeklerinde sertifika çalışmaları yapılıyor, fakat benzer çalışmaları tüm şehir ölçeğinde özellikler havzalarla birlikte değerlendirmek lazım. İstanbul devamlı büyüyen bir şehir. Aynı zamanda şehirdeki binaların 2/3 ü, Marmara Depremi’nden önce inşa edildiğinden bir dönüşüme maruz kalmak zorunda. Bu dönüşümleri optimum kapasiteler, yeni altyapılar üretmek ve yağmur suyunun geri dönüşümünün sürdürebilirliği açısından bir fırsat olarak değerlendirebiliriz” . 

Dünya Mirası Listesi’ndeki İstanbul’un önemli bir sorununun çözümü için bilimsel katkı

Projelerinin, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki bir şehre yani tüm insanlığın kültür mirası İstanbul’a dair bir katkı şeklinde görülebileceğinden bahseden Cem Avcı ve Emre Çamlıbel: “MIT ve Boğaziçi Üniversitesi’nden olan uzmanlar olarak bilimsel yaklaşımlarla yeni altyapı modellerinin tasarlanmasına katkıda bulunmak için çalışacağız. Araştırma sonuçlarımıza göre deprem riski bulunan alanlarda uygulandığı gibi sel riski için de düşük, orta, yüksek riskli bölgeler belirlenebilir. Ayrıca ileriye dönük iklim verileri değerlendirilmesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin gelecekteki yatırım planlarının şekillenmesine yardımcı olacaktır” ifadeleriyle konuşmalarını tamamlıyorlar.

Projenin partneri olan MIT ekibinin İstanbul’da pek çok belediye kuruluşundan gerekli verileri görüşmeler aracılığıyla sağlaması, bu kurumlardan görevlilere ve öğrencilere seminerler vermesi planlanıyor. Boğaziçi Üniversitesi araştırma ekibi ise Eylül 2019’da Cambridge’de İstanbul’da sel yönetimiyle ilgili bir ders verecek. İki takımın da fikir alışverişleriyle sağlanan veri sonuçları Temmuz 2020’de akademi çevreleri ve kamuoyuna duyurulacak.

Haber: Özgür Duygu Durgun- Yılmaz Yeniler / Kurumsal İletişim Ofisi

Fotoğraflar: Kenan Özcan